Kan rengi, kıpkırmızı güllere bayılırdı. Zaten onlarla adaştı da Kocasının sevgili Rose idi…Her Sevgililer Gününde kapısının önünde bulduğu enfes fiyonklarla süslü kucak dolusu kırmızı güllerle kutlardı. Hiç aksamadan. Hatta, eşini kaybettiği yıl dahi kapısı çalınmış, gülleri kucağına bırakılmıştı. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, küçük bir kartla birlikte. Her yıl güllere iliştird...
ACI AŞK HİKAYESİ
Genç adam ellerinde bir buket çiçek, sahile koşarak geldi… Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka oturup sevdiğini beklemeye başladı. Ellerinde yine her zamanki çiçeklerden vardı. Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı. Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı güller… Sanki dalından yeni koparılmış gibi tazeydiler, buram bur...
Güzeller güzeli bir prensese, 22 yaşındaykenbir beyefendi sürpriz bir teklifle gelir.Hasta kızı için gençlik yılları aradığını söyler ve"Bana gençliğinizden bir yıl ödünç verirseniz, ömrünüzsona ermeden onu gün gün size geri ödeyeceğim" der.Prenses henüz o kadar gençtir ki, cömertçegözden çıkarır bir yılı; ödünç verir beyefendiye...23 yerine 24 yaşına basar o yıl yaş gününde.....
Aşağıdaki şiiri, İskoç'yanın Montrose şehrindeki Sunnyside Royal Hastanesinin yaşlılar koğuşunda hemşire olarak çalışan bir kadın yazmış. Bu şiir önce hastanedeki personel için çıkartılan bir dergide anonim bir şiir olarak yayımlanmış, bu olaydan bir kaç ay sonra Iskoç'yanin Dundee şehrindeki Ashludie Hastanesinin çalışanları aynı şiiri el yazısıyla yazılı olarak ölen bir yaşl...
İbadet duygusu insanda Cenab-ı Hakk'ı bilmeye karşılık gelen bir keyfiyettir. Yani insan, bir tarafta bu muhteşem kâinatı yaratan Zat'a delâlet edecek nizam ve intizâm levhâları görür. Sonra bu fevkalâde nizamı kuran, düzen sahibi düzenleyiciye intikâl eder. İşte böyle, dikkat ve ibretle kâinata bakabilen hiçbir şeyi gayesiz, nizamsız göremez ve dolayısıyla kendisinin de bu n...
NEREDEN TANIDIM BU ZALİMİ?
Onunla tanıştığımızda daha 14 yaşındaydım, o ise benden oldukça yaşlıydı. Hayatına giren ilk kişi değildim son kişi de olmayacaktım kuskusuz. Herkes bu beraberlik için yaşımın çok küçük olduğunu düşünüyordu. Aslında hiç bir zaman yaşınızın uygunluğu söz konusu olmaz böyle bir ilişkide...
&nb...
Thelma Thompson anlatıyor: Harp sırasında kocam New Mexico'daki Mojave çölüne gönderilmişti. O, çölde tatbikata katılırken yanında olabilmek için ben de çölün yolunu tuttum. Kendimi cehennemim kucağına atmıştım. Ortalık yanıyordu. Küçük bir kulübede oturuyordum. Ve yanında olmak için tehlikeye atılarak geldiğim kocamı unutmuş, can derdine düşmüştüm. Etrafımdaki Meksik...
"Ne düşünürsek oyuz. Biz her neysek, düşüncelerimizden doğar. Düşüncelerimizle biz, dünyamızı yaparız. Bu da % 100 Düşünce gücü iddiası ile değil bir adım daha ötesine giderek "Ne düşünürsek oyuz." diyorum. Bunu görmek aslında çok da zor değil, zihninizi serbest bırakın ve anımsayın. Ne düşürseniz o olduğunuzu apaçık görebileceksiniz. Bunu başarabildiyseniz önemli bir adım att...
Bir hadisi şerifte, “Nasıl yaşarsanız öyle ölür ve nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz” denmektedir.
Bir insanın hayat tarzı, onun şuuraltını oluşturur. Bu sebeple, o insanın bütün hayatında, ölümü esnâsında ve kabirde Münker ve Nekir’e cevap verirken hep o şuuraltının izleri tezâhür eder.
Müslüman olarak ölmek, hakkımızdaki İlâhî takdirin nasıl tecellî edeceğini bilemediğ...
Fransa’da, ağır işçilerin işleri hakkında ne düşündüklerini incelemek üzere araştırmayı yürüten bir görevli, bir inşaat alanına gönderilir. Görevli, ilk işçiye yaklaşır ve sorar:
“Ne yapıyorsun?”
“Nesin sen, kör mü?” diye öfkeyle bağırır işçi.
“Bu parçalanması imkansız kayaları ilkel aletlerle kırıyor ve patronun emrettiği gibi bir araya yığıyorum. Cehenne...
MUTLULUK...
Hayatımda ilk önce sevmeyi öğrendim. Çünkü sevdikçe kendimi hissettiğimi gördüm, affetmenin ne olduğunu anladım ve affetmenin aslında yeni insanlar kazandırdığını gördüm. Bir gün geçmişime baktığımda pişmanlıklarımdan üzülmediğimi gördüm. Bunları ben yaşadım, çünkü, birisini hatırlamanın aslında ufak bir telefon görüşmesi kadar basit olduğunu biliyorum artık, tr...
Bir tüccar Mutluluğun Gizi'ni öğrenmesi için oğlunu insanların en bilgesinin yanına yollamış. Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir şatoya varmış. Söz konusu bilge burada yaşıyormuş. Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda hummalı bir manzarayla karşılaşmış: Tüccarlar girip çıkıyor, in...