Son Dakika
Üniversite sınavları incelendiğinde, ÖSS ve ÖYS’de yer alan testlerin tümünde her bilgi düzeyine hitap edebilecek soruların yer aldığı görülür. ÖSS ve ÖYS’de sorulan sorular, orta öğretimin ilk sınıfından son sınıfına kadar alınan bütün bilgileri tarayacak şekilde hazırlanır.
Hangi testten başlayıp ne kadar süre ayrılması gerektiği öğrenciden öğrenciye, testlerdeki bilgi düzeyine ve yapılacak tercihlere göre değişir.
“Ancak genel kural, sınava en başarılı olunabilecek testten başlamaktır.”
Böyle yapılırsa, hem sınav kaygısını başlangıçta kontrol altına almak kolaylaşacak, hem de dikkati daha kolay yoğunlaştırmak mümkün olacaktır.
Her testte değişik zorluk düzeyinde sorular yer alır. Aynı test içindeki soruların zorluk düzeyleri birbirinden farklıdır, ancak kazandırdıkları puan açısından zor ve kolay sorular arasında hiçbir fark yoktur.
Doğru cevapladığınız her soru size 1 ham puan kazandırır.
Pek çok öğrenci zor soruları ya da sınava giren öğrencilerin çok azının çözebildiği soruları çözmenin, daha fazla puan getireceği inancıyla, zor sorularla fazla vakit harcar; bu sorulara takılıp kalır ve yanlış test tekniği nedeni ile sınavda kayba uğrar.
Sınavda zamanı iyi kullanabilmek ve bilginizin yettiği tüm soruları çözerek en yüksek puanı elde edebilmek için, önce her testte yer alan kolay soruları bitirmeli, daha sonra zaman alıcı ve uğraştırıcı sorulara vakit ayırmalısınız.
Böylece, önce testin tümünü gözden geçirerek kolay soruların getireceği puanı garantilemiş olursunuz; ayrıca ikinci turda çözebildiğiniz zor soruları da puanınızı yükseltme şansına sahip olursunuz.
Öğrencilerin bu konudaki yanlışlarından biri, görünüşte kendisine zor gelen soruları okumadan geçmektir. Soruların zorluk derecesini belirleyen uzun olmaları veya karmaşık görünmeleri değil, içerikleridir.
Uzun veya karmaşık gibi görülen soruları okumadan anlatmak veya yarıda bırakmak test tekniği açısından en hatalı tutumlardan biridir.
Burada yapılması gereken; belirli bir süre soru ile uğraşılmasına rağmen çözüme ulaşılmamışsa bırakmak, diğer soruları bitirdikten sonra tekrar bu sorulara geri dönmektir.
Soruyu doğru çözebilmenin temel kuralı, önce soruyu okuyup, iyice anlamaya çalışmaktır. Sorunun ne istediğini doğru anlamadan doğru yanıtı bulamazsınız.
Testlerde verilen beş seçenekten doğru olan tek seçeneğin hangisi olduğu, sorunun biçimiyle ilgilidir.
“…….. aşağıdakilerden hangisidir?” gibi düz bir soru yerine”…….. aşağıdaki-
lerden hangisi değildir”, “olamaz”, “bazen”, “her zaman”, “en doğru olanı” gibi şaşırtıcı, çeldirici şekilde sorulmaktır. Bu sorularda neye dikkati çekildiği altı çizilerek, tırnak içine alınarak, siyah ile yazılarak öğrenci uyarılır.
Bu uyarılara dikkat edilmeden verilen cevap, çok iyi bildiğiniz bir konuda bile yanlış sonuç doğrudur.
İşlem yapmayı gerektiren sorularda cevap şıklarındaki ( ) ya da ( ) değerler yanıltıcı olarak özellikle konulmuş olabilir. Bunlara da ayrıca çok dikkat etmek gerekir, aksi halde çözüm yolunuz doğru olmasına rağmen yanlış sonuç bulabilirsiniz.
Geçmiş sınav dönemlerinde sorulmuş ÖSS ve ÖYS test sorularını incelemeniz, sınavların içeriği hakkında size genel bir fikir verir. Yıldan yıla konu alanlarında ve soruların sorulaş biçimlerinde yapılan değişiklikleri incelemeniz, sınava hazırlanmanızda yönlendirici olacaktır.
Ancak, sadece geçmiş yıllarda soru çıkan konulardan, belli tipteki soruları çalışarak sınava hazırlanmak başarı için yeterli değildir.
Başarıyı asıl belirleyen etken, soruları değil, konuları çok iyi öğrenmenizdir. Konuyu çok iyi öğrenirseniz, her tür soruyu cevaplayabilecek duruma gelirsiniz; sadece sorularla çalışırsanız; ancak benzer soruların gelmesi durumunda başarılı olabilirsiniz. Oysa yıldan yıla sorularda farklılaşma olduğu gerçeğini unutmamalısınız.
Dili doğru kullanmanın önemi üniversite sınavlarındaki sorulara da yansımıştır. Bütün puan türlerinde çözülmesi gerek test olan Türkçe’nin özellikle sıralama sınavı olan ÖSS’de belirleyici etkisi vardır.
Türkçe dersine çalışırken sözcük, atasözü ve deyimleri kaynak araştırarak öğrenmeye çalışın. Özellikle, hata yaptığınız sorular üzerinde durun. ÖSS de sözcüğün doğrudan ve dolaylı anlamlarını; sözcüğün kullanıldığı cümleye göre kazandığı anlamı bulmaya dayalı sorular vardır. Cümle düzeyindeki sorularda, sözcüklerin belli bir düzen içinde bir araya gelerek ilettiği yargının ne olduğunun kavranması; cümlelerin neyi öne çıkardığı; cümlenin öncesindeki ve sonrasındaki cümlelerle olası bağlantılarının kavranması istenir.
Paragraf soruları, uzun olmaları ve birbiri ardına sıralanan yapılarıyla öğrencilerin gözünü korkutur. Aslında bu sorular en kolay cevaplanacak sorulardır. Çünkü paragraf soruları, cevabını da içinde taşır.
Önemli olan, neyi nerede arayacağınızı bilmektir.
Soruyu doğru anlamak yarı yarıya çözmektir.
Günlük yaşamda arkadaşımızın, aile bireylerinin, öğretmenimizin bize söylemek istediğini kolayca anlayabiliyoruz.
Hatta bazen sözle dile getirilmeyip jest ve mimiklerle iletilmek istenen duygu ve düşünceleri bile anlayabiliyoruz.
O halde, bize bir cümle veya paragrafla düşüncesini ileten yazarın da ne söylemek istediğini kolayca anlayabiliriz.
Sizce de öyle değil mi?
Anlam bilgisi sorularının bir ayağı da Anlatım Bozukluğu Sorularıdır.
Bunun için önce, nelerin anlatım bozukluğuna yol açtığını bilmelisiniz. Önce bozukluğun nedeni bilinecek, sonra da bozukluğun ortadan kaldırılması gerçekleşecektir.
Dilbilgisi soruları, Türkçe’nin kuralları ile ilgilidir ve sanıldığı kadar da zor değildir.
Edebiyat sorularının büyük bir bölümü lise yıllarında edinilen genel edebiyat kültürü ile çözülebilir. Ancak işi şansa bırakmamak için edebi türler, edebi akımlar, edebi sanatlar, Türk Edebiyatının dönemleri, bu dönemlerin önemli sanatçı ve eserleri bilinmelidir.
Çözüm hızınızı arttırmak ve dikkatinizin dağılmasını önlemek amacıyla mutlaka süre tutarak çalışın.
Bu ders, hem dikkatinizi hem de problemlerinizi çözmek için kavramları değerlendirebilecek bir sentez yeteneğini gerekli kılar. Örneğin, yeterli derecede dikkati odaklaştırmayan bir öğrenci, dikkatsizliğin sonucu olarak, kavramları değerlendiremeyebilir veya problemde sorulan bağlantıları kuramayabilir.
Matematikte düzenli, planlı ve sabırlı bir çalışma düzeni ile başarılı olabilirsiniz. Temel eksikleriniz varsa, özellikle Orta 3 matematiğinden işe başlayın.
Önce basit sorulardan başlayarak, zor sorulara doğru giden bir sıra izleyin.
Çözümünü öğrendiğiniz soruların üzerinde durmayın. O soruda bulunan bilinmeyeni kendiniz değiştirerek yeni sorular üretin. Değişik tipte sorular üretmek size hangi konularda eksik olduğunuzu gösterecektir.
Çözemediğiniz ya da yanlış çözdüğünüz soruları arkadaşlarınızla tartışın. Çözümünü öğrendiğinizde birkaç kez de kendiniz çözümü tekrarlayın. Soruları çözerken çağrışım, benzerlik, yorum ve transfere yer verin. Sorularla ilgili gerekirse şekil çizin. Matematikte başarılı olmanın yolu bol uygulama yapmaktır.
Süre tutarak çok sayıda test çözünüz.
BENZER HABERLER