10 ADAB-I MUAŞERET KAİDESİ
ADAB-I MUAŞERET KAİDELERİ
- Bir yere gelen genç önce selam verir, selamı alındıktan sonra susar, bekler.
- Hal-hatır sorma önceliği büyüğün hakkıdır. Genç ve küçük olan, ancak büyük olan kimse kendisinin hatırını sorduktan sonra, bilmukabele “Nasılsınız efendim?” diyebilir.
- Kendine izin verilmeden oturmaz.
- Yer gösterilip “Buyurun oturunuz” denilince gösterilen yere lök diye sere serpe oturmaz, ilişir. Eskiden padişahlar bile edeplerinden dolayı oturmazlar, ilişirlerdi.
- Çok samimi ve yakın olunmadıkça bir büyüğün evinde helaya gidilmez, zaruret olmadıkça abdest tazelenmez, su veya çay istenmez.
- Misafirlerin ve ziyaretçilerin ayakkabıları kapıda veya holde, burunları eve doğru dizilir. Ta ki, misafir giderken arkasını dönmesin. Ayrıca bunun “Tekrar buyurunuz” manası da vardır.
- Telefonda önce selam verir, sonra kendisini tanıtır ve üçüncü olarak muhatabını sorar: “Filan Bey veya Beyefendi ile mi konuşuyorum?… gibi” ve ardından hemen sadete geçilir. Her hal ü karda konuşma uzatılmaz.
- İsimlerin, soyadların, ünvanla-rın yanlış söylenmesi çok ayıptır ve karşıdakine dolaylı hakarettir.
- İsimlere “Bey”, “Hanım” gibi ilaveler yapılması zaruridir, “Orası Ahmet Şahin’ in yeri mi?” gibi sormalar, soranın ne mal olduğunu gösterir.
- Sekreterle numara aratanlar çalgı dinletmemeli, hemen konuşmaya başlamalıdır.
Etiketler:
ADAB-I MUAŞERET