gold aksesuar

logo

e-ticaret paketleri
23 Mayıs 2025

Din ve Dûa

Din ve Dûa

Dua, kulun rabbi katındaki değeridir. Kul ancak duası kadar olabilir. Din konusu dikkat ister İslâmiyet, nakle dayanan, selim akıl dinidir. Selim akıl, yanılmayan akıldır. Birinin aklına uygun gelmeyen bir şey, selim akıl sahibi için uygun gelebilir. Akla göre din olsa, insan sayısı kadar din olur. İslâmiyet’te aklın ermediği şey çoktur. Fakat, selim akla uymayan bir şey yoktur. Ahiret bilgileri ve Allaha ibâdet şekilleri, eğer aklın çerçevesi içinde olsaydı ve akıl ile doğru olarak, bilinebilseydi, Peygamberlere lüzum kalmazdı. İnsanlar, dünya ve ahiret saadetini kendileri bulabilirdi ve Allah, hâşâ Peygamberleri boş yere göndermiş olurdu. Bunlar bilinemeyeceği için, Allah, her asırda, Peygamber göndermiş ve son olarak da bütün dünyaya, peygamber olarak Muhammed aleyhisselamı göndermiştir. Din yeni inmedi. Dinimizde eksiklik yoktur. Yeni bir şey ilave etmek veya çıkarmak dini bozmak olur. Sanki asırlardır gelen İslam âlimleri yanlış hüküm vermişler gibi, âyetler ve hadisler yeniden yorumlanmaya başlanmıştır. Bu çok kötü bir durumdur. Milliyet Gazetesinden Doğan Heper bile, bu durumu beğenmemiş, “TV’lerdeki din savaşları” isimli yazısında diyor ki:
“Yarım doktor candan, yarım hoca dinden eder.”
Bugün bu sözün anlamını daha iyi kavrıyoruz.


Birçok kişi gibi TV’leri yakından izlerim. Beğenelim, beğenmeyelim TV’ler güncel haber, bilgi kaynağımızdır. Ukalalık bilenin hakkıdır.
Temel bilgi eğitimdeyse, güncel bilgi medyada, yani TV ve gazetelerdedir. Hele bizim gibi işi gazetecilik, habercilik olanlar için TV izlemek bir lüks değil, görevdir. En basitinden; kameralar 24 saat, gece gündüz dünyanın her yerinde olayların peşindedir. Onlara takılırsanız siz de dünyadan haberdar olursunuz.
TV’lerde bir gecedeki 5-6 adet tartışma, haber programı, 18-20 uzmanın görüşü eder.
O uzmanların güncel olaylar hakkındaki birbirine zıt veya paralel görüşlerini anında öğrenmek ancak TV’lerin bu programlarını izlemekle mümkündür.
Kur’an’da; “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” diyor.
Din ve İslam konusu da TV’lerin tartışma konularının başında geliyor.
Bıçaklanan Prof. Zekeriya Beyaz’ı da, daha İlahiyat Fakültesi Dekanı olmadan o programlarda aykırı fikirleriyle tanıdık.
Bilimsellik şüphe temeline oturur, bilimsel olan akıl yürütmeyle ilgilidir. Din; inanç meselesidir, fazla tartışma kaldırmaz.
Ama TV çıktı, din, İslam, itikat ve ibadet öyle tartışılır hale getirildi ki, bu tartışmaları izleyenler neredeyse dinden, imandan çıkar hale getirildi.
Önüne gelen, uzman veya uzman zannedilen, kendine göre bir içtihat yaratır oldu. Birinin söylediğini öteki tekzip eder oldu.
Yalnız, “Kur’an” diyenler. “Kur’an ve hadis” diyenler. Sahih hadis ve uydurma hadis diyenler. Tarikatlara ve din ulemasına göre birbirine zıt çeşitli tefsir ve yorumları ortaya koyanlar. Konuşmacıların kendi farklı görüş ve yorumları, derken sade vatandaş şaşırdı, kör kuyuya atılmış gibi oldu, etrafını göremez oldu. Bazılarının inancı sarsıldı.
Zaman zaman bu tartışmalarda kavgalar da çıktı.
Konca Kuriş öldürüldü. Prof. Beyaz bıçaklandı.
Bu kadar nazik bir konuyu, inanç konusunu, bilenin bilmeyenin her gün tartıştığı bir sorun haline getirirseniz olacağı budur. (Doğan Heper, Milliyet 10 Ocak 2001)

Duâ ederken

Kur’an-ı kerimde, (Duâ edin, duânızı kabul ederim), hadis-i şerifte ise, (Rabbiniz kerimdir, kendine açılan eli boş çevirmekten hayâ eder) buyuruldu. Fakat duânın kabul edilmesi için bazı şartlar vardır:
1- Duâya, Euzü Besmele, Allahü teâlâya hamdü sena ve Resulüne salâtü selam ile başlamalıdır! Peygamber efendimiz, duâya başlarken, (Sübhane Rabbiyel aliyyil alel vehhab) derdi. Allahü teâlâ, salevat-ı şerifeyi kabul eder. Duânın başı ve sonu kabul olunca, ortası da kabul olur. İki diz üzerine kıbleye karşı oturup, önce, günahları için istigfar okumalı, sadaka vermeli ve duâyı üçten fazla tekrar etmelidir!
2- İmanı doğru olmalıdır! (Bid’at ehlinin duâsı kabul olmaz) buyuruldu.
3- Farzları yapıp haramlardan sakınmalıdır! Bir hadis-i şerifte de, (Haram yiyenin duâsı kabul olmaz) buyuruldu. Hadis-i kudside de, (Kulum bana ancak farzları yapmakla yaklaşır, nafile ibâdetleri de yapınca, onu çok sever, her istediğini verir, imdadına yetişirim.) buyuruluyor. Ebu Süleyman Hattabi hazretleri buyurdu ki: Bu hadis-i kudside bildirilen kişilerin duâsı kabul olur, duâ ettikleri de, muratlarına kavuşur.
Duâ şuurla edilmelidir
4- Uyanık kalble duâ etmelidir! Hadis-i şerifte, (Kabul edileceğine inanarak duâ edin, gafletle edilen duâ kabul olmaz.) buyuruldu.
5- Acele etmeden, kabul olana kadar devam etmeli! Hadis-i şerifte, (Duâ ettim, kabul olmadı diye acele etme! Allah’tan çok iste! Çünkü kerem sahibinden istiyorsun.) buyuruldu.
6- Belâ gelmeden önce duâ etmelidir! Hadis-i şerifte, (Darda duâsının kabul edilmesini istiyen, genişken çok duâ etsin!) buyuruldu.
7- Yalvararak duâ etmelidir! Hadis-i şerifte, (Allah’a yalvararak edilen duâ kabul olur) buyuruldu. (Ebu Yala)
8- Kıymetli vakitleri gözetmelidir! Cuma günü ve gecesi ile öğle ile ikindi arası, ezan ve ikamet arası, Recebin ilk, Şabanın 15. gecesi, Bayram geceleri, Arefe günü, Ramazan gün ve geceleri, iftar zamanı, seher vakti gibi kıymetli zamanları ganimet bilmelidir! Hadis-i şeriflerde, (Gece seher vaktinde ve namazlardan sonra yapılan duâ kabul olur.) ve (Seher vakti Allahü teâlâ buyurur ki: İstigfar eden yok mu, onu magfiret edeyim. İstiyen yok mu, istediğini vereyim, duâsını kabul edeyim.) buyuruldu. Allahü teâlâ iyileri överken, (Seher vaktinde istigfar ederler) buyuruyor. (Zariyat 18) Hz.Yakup, kıymetli vakit olduğu için, çocuklarına (Sizin için yakında [seher vakti] istigfar edeceğim) dedi. (Yusüf 98)
9- Kıymetli halleri gözetmelidir! Aile ve vatandan uzak kalındığı zaman, farz namazlardan sonra, İhlas suresi okunduktan sonra, yağmur yağarken, oruçlu iken, kalbinde incelik hissedince duâ etmelidir! Çünkü kalbdeki incelik, rahmetin giriş kapısının açık olduğuna işarettir. Hastanın duâsı makbuldür! Hadis-i şerifte, (Dertli müminin duâsını ganimet bil!) buyuruldu.İsm-i a’zamla duâ etmeli
10- İsm-i a’zam ile duâ etmelidir.

1- Hz. Aişe anlatır: Abdest aldım ve iki rekat namaz kılıp, (Allahümme inni edukellah ve edukerrahman ve edukelberrerrahim ve eduke biesmaikelhusna külleha ma âlimetü minha ve ma lem âlem entagfireli ve terhameni) duâsını okudum. Resulullah, gülümseyerek (Bu duânın içinde ism-i a’zam var) buyurdu.

2- Peygamber efendimiz, (Allahümme inni es-elüke bienne lekelhamd la ilahe illa ente ya hannan, ya mennan, ya bediassemavati vel erdı, ya zel-celali vel-ikram) okuyan kişiye, (İsm-i a’zamla yapılan duâ kabul olur ve dileği yerine gelir.) buyurdu.

3- Yine buyurdu ki: (“La ilahe illallahü vallahü ekber, la ilahe illallahü vahdehü la şerike leh, lehül mülkü velehül hamdü ve hüve ala külli şeyin kadir, la ilahe illallahü ve la havle vela kuvvete illa billah” diye duâ eden, dileğine kavuşur.)

4- Yine buyurdu ki: (İsm-i a’zam, “Ve ilahüküm ilahün vahid, la ilahe illa hüverrahmanürrahim” ile “Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum” ayeti içindedir.)

5- (Ya zelcelali vel-ikram) diyen birine de, (Alla’htan ne istersen iste, kabul olur) buyurdu.

6- (La ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimin) ile duâ edenin duâsı kabul olur. Kırk defa okumalıdır!

7- Şu duâlarda da ism-i a’zam vardır: (Ve ilahüküm ilahün vahid, la ilahe illa hüverrahmanürrahim), (Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum), (Ya bediassemavati vel erdı) Bu şartlara uyamayan kimse, bunları yapabilen salih birinden duâ istemelidir! Birinin gıyabında yapılan duâ kabul olur.

Etiketler: » »
#

SENDE YORUM YAZ