Son Dakika
Atasözleri, atalarımızın sosyal yaşantılarını uzun gözlemlere, denemelere dayalı olarak eleştiri, öğüt, genel kural biçiminde yorumlayan özlü sözlerdir. Eski adı (Darbımesel) olan atasözler, herkes tarafından benimsenen özdeyişlerdir.
Atasözleri, ilk olarak bir kişinin olayları kendine göre değerlendirmesiyle ortaya çıkar. Yeni görüşlerin buna eklenmesiyle halkın benimsediği ortak bir söze dönüşür.
Birbirleriyle çelişen atasözleri de mevcuttur. Günlük hayatta birbirleriyle çelişen durumlar nasıl yaşanıyorsa, bunlar aynen atasözlerine de yansıyor.
Atasözleri kalıplaşmış sözler olduğu için söyleniş şekilleri isteğe bağlı olarak değiştirilemez.
Atasözleri;
1-Atasözleri, kısa ve özlü sözlerdir.
2-Tarafsız sözlerdir.
3-Sürekli gözleme dayanır.
4-Ders ve öğüt verir.
5-Kılavuzluk yapar, yol gösterir.
6-Gelenek ve görenekleri yansıtır.
7-Halk inanışlarını ve gerçekleri yansıtır.
8-Eleştiri, yergi ve alay vardır.
9-Mecazlı ve sanatlı anlatım vardır.
Söyleyenleri belli olan özdeyişlerle atasözlerini karıştırmamak gerekir.
Ayrıca deyimlerle de karıştırmamak gereklidir.
*Ak akça kara gün içindir.
Malımız, paramız bizi rahat bir hayat sürebilmemiz için gereklidir. Kazanılan paranın bir bölümünü ileride başımıza gelebilecek kötü günlerde yararlanmak için biriktirmek gerektiği anlatılıyor.
*Akılsız başın zahmetini ayaklar çeker.
İşler düşünülerek belli bir plana göre yapılmalıdır. Böyle olmazsa, gereksiz yere işgücü ve zaman kaybedilir.
*Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.
İnsanlar bu hayatta bir çok olayla karşılaşırlar. Akıllı kişiler, en ufak bir belirtiden ileride olabilecekleri sezinler ve anlarlar. Anlamak istemeyenler için de büyük belirti ve işaretlerin de pek önemi yoktur.
*Aslan yatağından belli olur.
İnsanların aynası oturup kalktıkları, yaşadıkları yerlerdir. Giyimleri kullandıkları eşyalar, o kişinin nasıl olduğunu bize rahatlıkla gösterir.
*Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.
Bir şeyin güzel olabilmesi için bakıma ihtiyaç vardır. Bu da çalışma gerektirir. Gereken koşulları özenle sağladığımız zaman, bir işten istediğimiz yararı sağlayabiliriz. Bunun aksine davranırsak elimizdeki yararlı şeyleri de yararsız, hatta zararlı duruma getirebiliriz.
*Damlaya damlaya göl olur, damlacıktan sel olur.
Tasarruf insana büyük yararlar sağlar. yarınlarımızı güven altına almak istiyorsak, kazancımızdan küçükte olsa bir miktarını bir kenara ayırmalıyız.
*Keskin sirke kabına zarar verir.
Herhangi bir olay karşısnda sinirlerimize hakim olmalıyız. Öfke ve sinirlilik, irademizle hareket etmemizi engeller. Sonuçta, tamiri mümkün olmayan zararlara yolaçar. Kişi, öfkeden ve sinirden kendini kurtardığı ölçüde iç rahatlığı duyar ve çevresine de iç rahatlığı verir.
*Sakla samanı gelir zamanı.
Gözümüzde önemsiz gibi görünen şeyler, bir zaman gelir değer kazanır. Bugün bizim için önemsiz saydığımız en küçük şey bile yeri zamanı gelince işimize yarayacağını bilerek bir yerde saklamalı, atmamalıyız.
*Üzüm üzüme baka baka kararırmış.
Çocukların iyi yetişmeleri yalnız aile ve okul eğitimine değil, iyi arkadaş seçmelerine de bağlıdır. Çünkü ana, babanın, öğretmenin öğütlerine kulaklarını tıkayan çocuk, arkadaşının davranışlarını kolayca benimseyebilir.
*Yalancının evi yanmış kimse inanmamış.
Yalan söylemeyi alışkanlık haline getiren insanlara kimseler güvenmez ve inanmaz. İnsanlar yaşadıkları toplumda önce güven ve huzur ararlar. Güven ve huzuru ise insanların birbirlerine karşı güven duymaları ve doğru dürüst davranmaları sağlar. Yalan söyleyen insanlara ise güven duyulmaz ve kimse inanmaz.
*Abdal ata binmiş bey oldum sanmış.
Görmemiş, eğitimi yetersiz bir kişi hakkı değilken, layık olmadığı halde tesadüfen bir mevki elde ederse sanki kendi hakkıymış gibi böbürlenir. Bu onun aptallığını ve görmemişliğini ortaya koyar.
*Abdalın karnı doyunca gözü papucundadır.
Kendi menfaatlerini düşünen insanların arkadaşlıkları, çıkarları doğrultusundadır. Onu elde edince de dostlukları, arkadaşlıkları biter.
*Aç gözünü, yoksa açarlar.
İnsan kendisini zarardan korumak için çevresinde olup bitenlerle ilgilenmelidir. İlgilenmezse başına türlü belalar gelir, bu işten kendisi zararlı çıkar.
*Adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir olmasa da çulu.
Kişinin kıymeti zenginlikle artmaz. Fakirlik insanın değerinin azalması için bir neden değildir. Her parası olan da iyi adamdır anlamına gelmez. Nasıl ki çulu olmayan eşek, eşek olmaktan çıkmazsa, parası da olmayan yine adamdır.
*Adam olana bir söz yeter.
Bir kimseye bir iş yaptırmak, bir davranışın iyi ve kötü yönlerini göstermek ya da öğüt vermek için fazla konuşmak gerekmez. Çünkü bir söylemeyle o işi yapar, doğruyu yanlışı ayırır, öğütleri dinler.
*Ağaç yaşken eğilir.
Çocuklar küçük yaşlarda eğitilebilirler. Bu yaşlarda belli davranış ve alışkanlıklar edinmelerini sağlamak kolaydır. Fakat yaşlı insanları eğitmek zordur. bu gibi insanlar kuru ağaç gibidirler.
*Ah alan onmaz.
Bir kimseye zulmeden, ahını alan bir gün kendiside ah çeker. Cünki yaptığı kötülüklerin cezasını çekmesi kaçınılmazdır.
BENZER HABERLER