gold aksesuar

logo

e-ticaret paketleri

SINAVLARDA BAŞARILI OLMANIN İPUÇLARI

SINAVLARDA BAŞARILI OLMANIN İPUÇLARI

       Üniversite  sınavlarında farklı sorular olsa bile, bir bütün olarak bu sınavlara uygulanabilecek bazı hücum metotları vardır. Aşağıda çeşitli araştırmalar, uygulamalar ve analizler sonucunda el­de edilmiş sonuçlardan yola çıkarak geliştirilmiş ipuçlarını ve hü­cum stratejilerini bulacaksınız. Bunları uygulam4anız başarınızı bir­kaç puan yukarı çekecektir.

ÖN OKUMA

      Hangi tür sınav olursa olsun ve siz bunu önceden ne kadar iyi ince­lemiş olursanız olun, sınavın şeklinde ve soru sayısında bazı deği­şiklikler olması mümkündür.

  İPUCU BİR: Bir bölüme başlamadan önce, o bölümü hızla gözden geçirin.

Başlayacağınız bölümü cevaplamadan önce 10 saniyenizi o, bölü­mün yer aldığı sayfaları hızla gözden geçirmeye ayırın. Böyle bir iş­lem testin yapısındaki ve soru sayısındaki değişikliğe karşı uyanık olmanızı ve kendinizi değişikliklere karşı yeniden düzenlemenizi sağlayacaktır. Bu gözden geçirme işlemi sırasında, bölüm için önemli olan anahtar noktaları hatırlamanız mümkün olacaktır. Örne­ğin, tanıdığınız bir geometri şekliyle veya bildiğiniz bir soru köküy­le karşılaşabilirsiniz. Bu takdirde nereden başlayacağınızı bilirsiniz.

HIZ (TEMPO)

     Hiçbir sınav tekniği bir sınavdaki tempo kadar önemli değildir. Sı­navınızı değerlendiren bilgisayar son derece duyarsız bir araçtır. Sadece şu basit formülü algılamaya göre programlanmıştır.

Ham Puan = Doğru Cevap Sayısı -Her 1 yanlış için 1/4 puan Yakın tahminlere puan verilmediği gibi, kesin isabetlere de ek puan verilmez.

 İPUCU İKİ :               Hız ve isabet arasında uygun bir denge kurun.      

Çok hızlı çalışıp hata yapmak uygun değildir. Çünkü yanlış ce­vaplardan puan alamaz, tam tersine puan kaybedersiniz. Diğer ta­raftan, aşırı dikkatli olarak her soru üzerinde fazla zaman harcamak da yeterli puanı toplamanızı engelleyecektir.

Hayali üç öğrencinin durumu bu konuda bir örnek olabilir. AhmetTİTİZ, Mehmet DİKKATSİZ ve Ayşe AKII.LI. Bir üniversite giriş sınavında 60 matematik sorusundan Ahmet 27 soruyla uğraşmış, çok dikkatli çalışmış ve sadece 2 tanesinde yanılmıştır. Mehmet çok hızlı çalışmış, soruların hepsini yapmış ancak 40 tanesinde ya­nılmıştır. Ayşe 45 soru yapmış ve 10 tanesinde yanılmıştır.

Ahmet: 25 – 0,5 = 24,5

Mehmet: 20 – 10 = 10 .

Ayşe: 35 – 2,5 = 32,5

   İPUCU ÜÇ:     Bir soruda belirli bir süre geçtiği halde çözüme ulaşamazsanız soruyu bırakın.

Üniversitelere giriş sınavlarında soruların ağırlık derecesi farklı ancak bütün soruların puan değeri aynıdır. Zor soru­lara ek puan verilmez. Bu sebeple bir soru üzerinde makul bir za­man harcadığınız ve doğru olduğuna inandığınız bir çözüme ulaşamadığınız takdirde, bu soru üzerinde çalışmaya devam etmek yerin­de değildir. Uygun olan bu soruyu bırakıp, bölümdeki diğer sorula­ra geçmektir. .

Ancak, unutmamak gerekir ki 4. anahtar, soruyu çözmek için makul bir süre çaba harcadığınız durumlarda geçerlidir. Bu anahtar, “soru size ilk bakışta zor geldiği takdirde bırakın” anlamına gel­mektedir.

İPUCU DÖRT:            Herhangi bir soru üzerinde zaman harcamak gerektiği ve karışık gözüktüğü için otomatik olarak atlamayın

Sınavda karşılaşacağınız soruların büyük çoğunluğu analize ihti­yaç gösterir. Eğer üzerinde zaman harcanması gerektiğini düşündüğünüz her soruyu atlarsanız,kısa bir süre sonra çok az soruyu cevaplandırmış olarak,bölüm sonuna varırsınız.

  Bazı matematik problemleri, kesirli ifadeler ve büyük sayılarla çok karmaşık gibi gözükebilir. Ancak kavramların doğru olarak yerli yerine oturtulması durumunda problem kolayca çözülebilir.Böyle bir soruyu anlamak ve kavramları doğru olarak kullanmak için gayretinizi esirgemeyin.

ZAMANI KULLANMAK

      Zamanı kullanmak tempoya bağlı olmakla beraber, her ikisi aynı şey değildir. Zamanı kullanmak geçen her dakikanın farkında ol­mak ve her dakikadan en üst düzeyde yararlanmak demektir.

 İPUCU BEŞ:            Yanınızda bir saat bulundurun ve bunu test süresine     göre ayarlayın.

Bir test sınavının en önemli yönü zamanlama olduğu için, yanı­nızda bir saat getirmeyi unutmayın. Sınav sorumlusu sınav başlar­ken saati tahtaya yazar ve sınav sonunda da zamanın bittiğini haber verir. Ancak hiç şüphesiz sınav sorumlusu zamanın geçişine sizin kadar duyarlı değildir. Tahtaya 10 dakika kaldığının yazılması veya bunun söylenmesi de sizi zamandan ancak genel çerçeve içinde ha­berdar etmek amacını taşır.

Kendi saatinizle zamanın geçişi ve temponuz konusunda çok da­ha gerçekçi bir fikre sahip olabilirsiniz. Eğer saatinizin kronometre özelliği varsa bunu da kullanmakta tereddüt etmeyin. 45 dakikalık bir bölüme başlamadan önce saati algılamayı kolaylaştırmak için 11.15’e ayarlarsanız, bölümün 12’de biteceğini hesaplamak ve gör­mek daha kolay olur. Sınavda başarılı olmak için sadece zamanın farkında olmak değil, bu zamandan en iyi biçimde yararlanmak zo­rundasınız.

İPUCU ALTI:                Zihninizin dağılmasını önleyin. Eğer bölümler  arasında kısa bir dinlenme aralığı vermenize imkân varsa zihninizi programlı bir şekilde dinlendirin ve bu süreyi aşmayın.

Zaman hem dostunuz, hem düşmanınızdır. Eğer zamanı bilinçli ve planlı bir şekilde kullanırsanız başarınızı yükseltir ve bilinçsiz kullanırsanız kaybedersiniz.

Dikkati kesintisiz ve yoğun olarak sürdürmek için otuz dakika oldukça uzun bir süredir. Üniversite giriş sınavındaki 180 dk. zihni bir nokta et­rafında sürekli ve yoğun biçimde odaklaştırmanın mümkün olama­yacağı kadar uzundur. Eğer bu gerçeğe hazırlıklı olmazsanız, dö­nem dönem dikkatinizin dağıldığını, veriminizin düştüğünü göre­ceksiniz.

Zihninizi toplamakta güçlük çektiğiniz üç dakikalık bir süre içinde iki veya üç soruda hata yapabilirsiniz. Bu durumun toplam puanınız üzerinde yaratacağı etki seçmeyi düşündüğünüz yükseköğ­renim programına girmenizi engelleyebilir.

Bütün bir sınav süresince dikkatinizin hiç kesilmeden devam et­mesi mümkün olmadığına göre, zihin yorgunluğunun belirtilerini tanımanızda ve gerekli olduğu noktalarda zihninizi dinlendirmek için bir plân yapmanızda büyük yarar vardır. Eğer zihninizin sınav­dan koptuğunu hissederseniz, camdan dışarı bakmakta veya salo­nun içine göz gezdirmekte olduğunuzu fark edersiniz, aynı satırı veya soruyu anlamadan tekrar tekrar okursanız birkaç saniye için zihninizi dinlendirmeye ihtiyacınız var demektir. Böyle bir dinlen­me aralığına ihtiyacınız olduğunu fark ettiğinizde, kaleminizi bıra­kın, gözlerinizi kapatın ve alnınızı ve şakaklarınızı ovarak veya sizi rahatlatacak başka bir dinlenme egzersizi yaparak 15 saniye gibi bir süreyi bu amaçla kullanın.

Sınavda başarılı olmak için saate 5 veya 10 saniyede bir bakarak sadece zamanın farkında olmanız yetmez, esas olarak zamanı kendi amacınız ve plânınız doğrultusunda kullanabilmeniz gerekir.

    İPUCU YEDİ:                    Geçen zamanla aşırı ilgilenmeyin.

Her bölüm içinde zamanı kontrol etmenizin mümkün olduğu el­verişli noktalar vardır. Örneğin bir bölümdeki çalışma hızınızı her beş soruda bir kontrol edebilirsiniz. Böylece 10 veya 15 soru so­nunda hızınızı ve temponuzu yavaşlatmak veya hızlandırmak yö­nünde ayarlamanız gerektiği konusunda gerçekçi bir fikre sahip olabilirsiniz.

TESTİN YAPISINDAN YARARLANIN

Unutmayın ki, doğru cevap birbirine benzeyen ve doğru olmayan bir grup seçenek arasında gizlenmiştir.

   İPUCU SEKİZ:            Sorulan soruya cevap olamayacak seçenekleri eleyin.

Aşağıdaki gibi okuduğunu anlamayı ölçen bir soruyu ele alalım.

“Montaigne, `Avrupa’ya serbest düşünmesini öğretmiş olan adamdır’ demek fazla büyük

söylemektir;ama böyle bir söz de olsa olsa Montaigne için söylenebilir. ’Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine varılabilir?

A) Montaigne, Avrupa’da serbest düşüncenin en önde gelen kişisidir.

B) Montaigne bir serbest, düşünce adamıdır; ancak, bu yolla Avrupa’yı et­kileyememiştir.

C) Montaigne’in Avrupa serbest düşüncesindeki yeri, herhangi bir düşünür ölçüsündedir.

D) Montaigne’in Avrupa’ya serbest .düşünmesini öğretmiş olması, ancak sözde kalmıştır.

E) Avrupa’da serbest düşüncenin Montaigne’le ilgisi yoktur.

Bu noktada “tahminde bulunmak” konusunu tartışmak gerek­mektedir.

    İPUCU DOKUZ:          Tahmin etmeniz gerekirse, hızlı tahminde bulunun ve fikrinizi değiştirmeyin.

Bu anahtar iki temele dayanır. Eğer tahminde bulunmak gereki­yorsa, bunu yapmak gerekir. (Özellikle Açık Öğretim Fakültesi sı­navlarında olduğu gibi yanlışlar için bir ceza puanı uygulaması yoksa.) Sürekli düşünmekten yorgun düştüyseniz ve iki seçenek arasında doğru cevap olması yönünden bir fark göremiyorsanız o zaman tahminde bulunacaksınız.

Yapılan araştırmalar ilk tahminlerin; ikin­ci tahminlerden daha isabetli olduğunu ortaya koymuştur. Bunun sebebi muhtemelen tahmin noktasına varılıncaya kadar yapılan ana­litik akıl yürütmedir. Budurumda tahmin, “tahmin” kelimesinin ifa­de ettiğinden daha fazla anlam taşımaktadır. Eğer bu,açıklama aklı­nıza yatıyorsa, ilk tahmini değiştirmemek daha yerinde olur. Eğer bu açıklama aklınıza yatmıyorsa ve ilk tahmininiz ikincisinden da­ha iyi değilse bile, tahminlerinizi değiştirerek zaman kaybetmekte olduğunuzu unutmayın: Bütün bu sebeplerden ötürü tahminlerinizi değiştirmeyin: Fakat; sorunun çözümü ile ilgili farklı analitik bir yaklaşıma sahip olursanız tabî ki cevabınızda. değişiklik yapacaksı­nız. Ancak bu hiç şüphesiz, bizim “tahmin” kelimesiyle ifade etme­ye çalıştığımızdan bütünüyle farklı bir durumdur.

 İPUCU ON:     Üçlü bir zincir kurulabilir, ancak dörtlü zincirin bir  yerinden kırılması gerekir.

Test sınavlarında, cevap kâğıtlarıyla ilgili gerçeklere dayanan tek bir teori vardır. Sınava girmiş herkes bir şırada 5 tane A ceva­bının alt alta gelmesinden oluşan zincirlerden kaçınır. Her ne kadar dörtlü veya beşli bir zincir teorik olarak mümkünse de, böyle bir zincire şimdiye kadar hiç rastlamadığımızı rahatlıkla söyleyebili­riz.

Bir testte iki veya üç doğru cevabın aynı seçeneği temsil eden harfte toplandığı görülebilir. Ancak yukarda belirttiğimiz gibi dört­lü veya daha fazla halkalı bir zincir görülmemiştir. Eğer cevap kâ­ğıdınızda dört veya daha fazla cevabın aynı seçenekte toplandığını görürseniz, o diziyle ilgili çalışmanızı gözden geçirin, çok büyük bir ihtimalle en az birinin yanlış olduğunu bulacaksınız.

CEVAP KÂĞIDININ DÜZENLENMESİ

   Giriş sınavları veya büyük sınavlarda test malzemesi, “soru kitapçı­ğı” ve “cevap kâğıdı” olmak-üzere iki ayrı parçadan meydana gelir. Cevap kâğıdında kişisel bilgilerin yazılması gereken bir bölüm var­dır ve bu bölümün sınav başlamadan doldurulması gerekir. Cevap kâğıdında ayrıca soru kitapçığında bulunan sorulara ve seçeneklere uygun sayılar ve harfler bulunur.

Cevap kâğıtları makineyle okunduğu için, cevap kâğıdında işa­retlenmemiş ve yanlış işaretlenmiş cevaplar için puan alamazsınız.

  İPUCU ONBİR:         Cevap kâğıdında cevapları bütünüyle doldurarak, uygun boşlukları taşırmadan ve koyu olarak işaretleyin. Cevap kâğıdında makinenin yanlış okumasına sebep olacak her türlü işaretten kaçının. Her soru için sadece bir tek cevap işaretleyin.

  1. A  B  C  D  E
  2. A  B  C  D  E
  3. A  B  C  D  E
  4. A  B  C  D  E
  5. A  B  C  D  E

Yukarıdaki şekilde on birinci anahtar görsel olarak anlatılmış­tır. Şekilde sadece 15. sorunun cevabı doğru olarak kaydedilmiştir. 19. soru çok hafif doldurulduğu 16. soru yarım bırakıldığı için bü­yük bir ihtimalle okunmayacaktır. 17. soru ise iki cevap boşluğu doldurulduğu için yanlış olarak değerlendirilecektir.

Cevap kâğıdını atlayarak kodlamak sık rastlanan hatalardan biri­dir. Sıralamadaki bir atlama veya bir soruya iki cevap işaretlenmesi soru kitapçığı ile cevap kâğıdındaki sayıların birbirini tutmamasına ve sınavda mutlak bir başarısızlığa sebep olur. Ne yazık ki makine­ler doğru cevap dizisini yanlış boşluklara doldurduğunuzu anlayıp düzeltecek şekilde programlanmamışlardır. Böyle bir hatayı ortadan kaldırma yollarından biri bundan sonraki anahtarda verilmiştir.

     İPUCU ONİKİ:            Cevaplarınızı, cevap kâğıdına gruplar halinde kodlayın.

Soru kitapçığından her sorunun ayrı ayrı okunup, doğru cevabı­nın bulunduktan sonra, cevap kâğıdına kodlanması hemen hemen bütün sınava girenlerin yaptığı ortak hatadır. Her soru için soru ki­tapçığından cevap kâğıdına, cevap kâğıdından soru kitapçığına gi­dip gelmek hem ciddi bir zaman kaybıdır, daha da önemlisi hem de dikkat yoğunlaşmasını kesen ve kopartan önemli bir engeldir. Üni­versite giriş sınavlarının cevap kâğıtlarında cevap numaraları blok­lar halinde dizilmiştir. Bu sebeple soru kitapçığında bu soruyu arka arkaya cevaplamak, cevapları soru kitapçığının yanına yazmak, sonra bunları “bir kerede” cevap kâğıdına geçirmek hem zamandan büyük tasarruf sağlar, hem dikkat kopmalarını önler, hem de bütün. dikkat soru ve cevap numaralarına verileceği için kodlama hatası olma ihtimalini ortadan kaldırır.

Grup halinde kodlama yapmak için mutlaka beş soruyu cevaplan­dırmak gerekmez, sayfa sonları da uygun bir cevaplama aralığıdır. Kodlama süreleri zihninizi dinlendirmek için kullanacağınız bir dinlenme aralığı olarak da kullanılabilir. .

    İPUCU ONÜÇ:  Özel bir kodlama sistemi geliştirerek soru kitapçığı üzerinde işaretleyin.

Böyle bir sistem geliştirmenin birinci yararı doğru cevapları be­lirlemektir. Değiştirdiğiniz cevaplar, atladığınız sorular ve tekrar gözden geçirmek istediğiniz cevap ve sorular için de farklı kodları­nız olmalıdır.

Örneğin şöyle:

· Doğru cevap: Harfi daire içine alın:                                                       1- A  B  C  D  E

· Kesinlikle doğru olamayacak seçe­nek: Harf üzerine X işareti koyun.   2- A  B  C  D  E

· Değiştirilen cevap: Daha önceki ce­vabın çevresindeki dairenin

 içini dol­durun, yeni harfi daire içine alın.                                                 3- A  B  C  D  E

· Atlanan soru: Sorunun sayısının ya­nına ? işareti koyun.                        4- A  B  C  D  E

· Tekrar gözden geçirilecek soru: So­runun sayısını daire içine alın.         5- A  B  C  D  E

Böyle bir sistem geliştirmek; neyi yapıp, geride neyi, hangi du­rumda bıraktığınızı kolayca görmenizi sağlayacaktır. Ayrıca cevap kâğıdı üzerinde herhangi bir hata yaptığınızı fark ederseniz, geriye dönüp bu hatayı kolayca telafi etmenize imkân verecektir.

BAŞARI BEKLENTİLERİ

   Üniversite giriş sınavları birçok açıdan okulda öğretmenle­rinizin hazırladığı sınavlardan farklıdır.

İPUCU ONDÖRT:         Giriş sınavlarında bazı çok güç sorular vardır. Bütün soruları doğru cevaplama beklentisi içinde olmayın.

Gerek kolejlere, gerekse üniversitelere giriş sınavları öğrencile­rin başarı düzeyini ölçmeyi değil, onlar arasında bir sıralama yap­mayı amaçlamaktadır. Bu sınava giren bütün öğrenciler, ilkokul ve­ya lise düzeyinde başarılı olmuş ve kendilerini bir üst düzeyde ve kaliteli eğitim görmeye aday görmektedirler. Bunun sonucu olarak  üniversitelere giriş sınavları en iyi öğrencileri, iyiler­den ayırmayı amaçlamaktadır. Bu sebeple giriş sınavlarındaki bü­tün soruları cevaplamayı beklemek doğru değildir.

İPUCU ONBEŞ:              Muhtemelen sınavda büyük bir zaman baskısı ile karşılaşacaksınız. Buna hazırlıklı olun.

Okulda daha önce cevaplandırdığınız sınavlarda büyük bir ihti­malle soruların bütününü veya büyük bir bölümünü cevaplama im­kanına sahip olmuş olabilirsiniz. Giriş sınavlarında ise zamana kar­şı yarışacaksınız. Zaman baskısı soruların güçlük derecesini yüksel­tecektir.

Giriş sınavlarının puanlama sistemi, okul başarısı sınavlarından farklıdır. Okulda girdiğiniz başarı sınavlarında 86-100 puan alanlar pekiyi, 66 – 84 puan alanlar iyi vb. şekilde not alırlar. Oysa giriş sı­navlarında aldığınız puanlar yaptığınız tercihler doğrultusunda önem ve anlam kazanacaktır. Buna hazırlıklı olun.

Etiketler:
#

SENDE YORUM YAZ